What They Teach You at Harvard Business School | Philip Delves Broughton (Kitap)

Harvard Business School’da Size Ne Öğretirler kitabının yazarı Philip Delves Broughton, gazeteci kökenli bir HBS mezunu. Oxford Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra The Daily Telegraph’ın New York ve Paris temsilciliklerini üstlenen yazar, 2004 yılında Harvard Business School’un MBA programına katılmış ve 2008 yılında bu deneyimini kaleme almıştır. Kitap, yazarın bu prestijli okulda geçirdiği iki yıl boyunca edindiği deneyimlerin yanı sıra, ders içeriklerini, müfredatı ve iş dünyasıyla ilgili gözlemlerini de kapsıyor.

1908 yılında kurulan Harvard Business School, ABD başkanları, Dünya Bankası başkanları ve sayısız CEO yetiştirmiş bir kurum olarak tanınıyor. HBS’nin mezunları, genellikle Wall Street, finans sektörü ve danışmanlık firmaları gibi alanlarda etkili pozisyonlarda çalışıyor. Kitap, bu prestijli okulda verilen eğitimin yanı sıra, öğrencilerin iş dünyasındaki fırsatlarla erken tanışmasını sağlayan dinamikleri de ele alıyor.

Yazar, MBA programında yaşadıklarını samimi bir dille aktarırken, derslerin vaka çalışmalarına dayalı yapısından, kullanılan çan eğrisi not sistemine kadar birçok detayı paylaşıyor. HBS’de zorunlu müfredat ilk yıl finans, pazarlama, muhasebe, liderlik ve strateji gibi derslerden oluşurken, ikinci yıl öğrencilerin seçmeli derslerle uzmanlaşma fırsatı buldukları bir dönem. Derslerde konuk konuşmacılar arasında Jack Welch ve Dan Gilbert gibi iş dünyasının önemli isimleri yer alıyor.

Kitap, aynı zamanda Michael Porter’ın geliştirdiği Beş Güç Modeli ve Balanced Scorecard gibi iş dünyasında yaygın kullanılan teorilerin Harvard Business School’dan çıkışına da değiniyor. Enron skandalı sonrası müfredata eklenen Liderlik ve Şirketlerde Hesap Verebilirlik dersi, liderlerin etik ve hukuki sorumluluklarını tartışıyor.

Broughton, HBS’de edindiği teorik bilgilerin yanı sıra, Silikon Vadisi’nde Google, Yahoo, eBay gibi firmaların genel merkezlerine yaptığı ziyaretlerden, Google ve diğer firmalarla gerçekleştirdiği mülakat deneyimlerinden ve öğrenciler arasında gözlemlediği girişimcilik ruhundan bahsediyor. Ancak yazar, HBS mezunlarının prestijli işlerde çalışmaya başlamalarına rağmen çoğunun iş-yaşam dengesi ve tatmin açısından zorlandığını, hatta kısa sürede iş değiştirdiğini vurguluyor. “Mutsuz İnsanlar Fabrikası (A Factory for Unhappy People)” başlıklı bölümde, bu durumun HBS mezunları için sıkça görülen bir gerçeklik olduğuna dikkat çekiyor.

Kitap, hem bir HBS MBA programının günlük detaylarını hem de mezuniyet sonrası yaşananları ele alarak, iş dünyasına dair kapsamlı bir perspektif sunuyor.