Smart Cities, Digital Nations | Caspar Herzberg (Kitap)

Caspar Herzberg’in kaleme aldığı Smart Cities, Digital Nations (Akıllı Şehirler, Dijital Ülkeler) kitabı, giderek kalabalıklaşan dünyada şehirlerin karşı karşıya kaldığı altyapı ve veri sorunlarına dijital çözümler üzerinden bir yanıt arıyor. Yazar, artan nüfus baskısının ve karmaşıklaşan altyapı ihtiyacının ancak veri tabanlı, duyarlı, bağlantılı sistemlerle yönetilebileceğini savunuyor.

Kitabın çıkış noktası, 2010 yılında dünyada ilk kez kentsel nüfusun kırsal nüfusu geçmesiydi (sayfa 27). Bu tarihi eşik, şehirlerin gelecekte oynayacağı kritik rolü gözler önüne seriyor. 2050’ye kadar dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor (sayfa 13). Bu bağlamda Herzberg, “Nesnelerin İnterneti”nden “Her Şyin İnterneti”ne geçişi bir zorunluluk olarak tanımlıyor. Çünkü sadece veri toplayan değil, veriyi akıllı şekilde kullanan şehirler ayakta kalabilecek (sayfa 37-39).

Yazar, çoğu mevcut şehir altyapısının bu dönüşüme hazır olmadığını söylüyor. Altyapının eski, teknolojinin dağınık olduğu şehirlerde hizmetlerin tek bir platformda birleşmesi gecikiyor. Bu nedenle, yeni şehirler kurmak bir alternatif olarak günemde. Özellikle Çin, Hindistan ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde “sıfırdan” planlanan, sensör temelli altyapılara sahip akıllı şehir projeleri geliştiriliyor (sayfa 39-40).

Kitapta bu projelerden bazıları detaylandırılıyor: Suudi Arabistan’daki Kral Abdullah Ekonomik Şehri, Güney Kore’deki Songdo, Hindistan’daki Dholera gibi örnekler; şehir planlaması, veri entegrasyonu ve dijital altyapılar açısından inceleniyor.

Kitabın son bölümlerinde geleceğin şehirlerinin karşı karşıya kalacağı zorluklar listeleniyor:

• Daha yüksek binalar ve uzun ömürlü yapılara olan ihtiyaç,
• Daha az enerjiyle daha fazla verim sağlama hedefi,
• Daha hassas ve küçük sensörlerin yaygınlaşması,
• Uzaktan çalışmanın kalıcı hale gelmesi ve “ofis” kavramının dönüşmesi,
• Online eğitimin yaygınlaşması ve ucuzlaması,
• Siber güvenliğin artan önemi,
• Şeffaflaşan birey yaşamı ve mahremiyet tartışmaları,
• Çalışma hayatından dışlanan insanlar ve makinelerin yönetimi gibi konular (sayfa 65 ve sonrası).

Herzberg, bu vizyonun sadece ütopik bir geleceği değil, aynı zamanda bugün yapılan hatalardan ders çıkarılarak planlanması gereken bir dönüşüm olduğunu savunuyor. Yani akıllı şehirler sadece teknoloji meselesi değil; aynı zamanda insan odaklı, adil, esnek ve dayanıklı yapılar olarak düşünülmeli.