Infinite Distraction | Dominic Pettman (Kitap)
Dijital çağda dikkatimizin sürekli bölündüğü bir dönemde yaşıyoruz. Dominic Pettman’ın Sonsuz Dikkat Dağınıklığı kitabı, bu çağın dikkat ekonomisiyle nasıl şekillendiğini ve sosyal medyanın dikkatimiz üzerindeki etkisini sorgulayan önemli metinlerden biri. Kitap, internetin ve özellikle sosyal medya platformlarının, bireyin düşünsel süreçlerini ve toplumsal algısını nasıl dönüştürdüğünü son derece eleştirel ama bir o kadar da açıklayıcı bir dille anlatıyor.
Pettman, dikkat dağınıklığını yalnızca bireysel bir sorun olarak değil, sistemsel bir yapı olarak ele alıyor. Sosyal medya kullanıcılarının maruz kaldığı içerik akışı öyle yoğun ki, kullanıcının zamanla kendi yokluğunda neler olup bittiğini takip edememesi, onda eksiklik hissi yaratıyor. Bu “kaçırma korkusu”, yani FOMO (Fear of Missing Out), dijital platformların yarattığı en belirgin psikolojik gerilimlerden biri. Üstelik bu platformlar, farklı içerikleri –bir savaş haberiyle bir ünlü dedikodusu gibi– aynı büyüklükte ve aynı önemde sunarak, kullanıcıyı bilişsel olarak düzleştiriyor. Hangi içeriğe ne kadar önem vereceğimizi, neyin gerçekten kayda değer olduğunu seçemeyecek hale geliyoruz.
Kitabın en dikkat çekici yönlerinden biri, bireyin dikkatini yönlendirme kapasitesinin elinden alınmasına dair yaptığı analizler. Pettman, sosyal medyada geçirdiğimiz zamanın sadece eğlence ya da bilgi tüketimiyle değil, aynı zamanda dikkatimizin pazarlanmasıyla ilgili olduğunu vurguluyor. Bu çağda, bizden satın alınan şey zamanımız ya da verilerimiz değil sadece, dikkatimizin ta kendisi. Her bir bildirim, her bir kaydırma hareketi, aslında biz farkında olmadan tasarlanmış bir deneyimin parçası. Platformların algoritmaları, kullanıcıların ekran süresini maksimize etmek üzere kurgulanmış durumda. Bu sistem, bireyin karar verme yetisini değil, dikkatinin yönünü şekillendiriyor.
Sonsuz dikkat dağınıklığı tam da burada başlıyor: Dikkatimiz sürekli bir şeyden diğerine atlıyor, hiçbir şeye uzun süreli odaklanamıyoruz. Düşünsel süreklilik kayboluyor. Zihnimiz, sürekli olarak içerik tüketmeye ve tepki vermeye alışıyor; bu da düşünmeye, üretmeye ya da sadece dingin kalmaya ayırabileceğimiz zamanı elimizden alıyor. Kitapta verilen örneklerden biri de bu durumu çok iyi anlatıyor: Dışarıdan bakıldığında son derece odaklı görünen bir dizüstü bilgisayar kullanıcısı, aslında ekranında onlarca sekme arasında koşturarak, kes-yapıştır bir dikkat sergiliyor. Bu görünüşteki “çalışkanlık”, aslında modern dikkat dağınıklığının ta kendisi.
Pettman, dikkatimizin bu şekilde parçalanmasının daha geniş bir bağlamda toplumsal etkileri olduğuna da dikkat çekiyor. Dikkatimizi sürekli yeniden şekillendiren bu sistem, aynı zamanda bazı gerçekleri görmemizi engelliyor. Örneğin, sosyal medya üzerinden gelen gündem başlıkları ya da toplumsal olaylar, çok kısa bir sürede ilgi alanımızdan çıkabiliyor. Tepkilerimiz anlık, kısa ömürlü ve genellikle yüzeysel kalıyor. Böylece gündem dediğimiz şey, aslında bizim ilgimizin yönlendirildiği bir alan haline geliyor.
Kitabın bir başka çarpıcı yönü ise, dijital temsilin giderek gerçeğin önüne geçmesi. Bir olayın görüntüsü, kısa videosu ya da yorumu, bizzat olayın kendisinden daha etkili hale geliyor. Pettman, bu durumu olayların “temsilinin” olayın kendisini bastırması olarak tanımlıyor. Yani, bir olayın bizde nasıl bir iz bıraktığı değil, o olayla ilgili hangi görseli gördüğümüz ya da kimden nasıl bir yorum dinlediğimiz önem kazanıyor.
Sonsuz Dikkat Dağınıklığı, sadece dikkat dağınıklığına dair bir yakınma metni değil; dijital çağın nasıl şekillendiğini ve bu dönüşümde bizim nasıl birer özneye dönüştüğümüzü irdeleyen felsefi ve kültürel bir metin. Kitap, dikkatimizin yönlendirilmesini yalnızca bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda bir siyasi ve ekonomik düzenleme olarak konumlandırıyor. Bu bağlamda, okura sadece dikkatini nasıl yöneteceğini değil, aynı zamanda neye dikkat etmesi gerektiğini de sorgulatan bir düşünsel alan açıyor.

Sonsuz Dikkat Dağınıklığı - Gündelik Yaşamda Sosyal Medyaya Odaklanmak
Dominic Pettman
2017
126 sayfa
goodreads

tekrar okumaya değer!
# n/a
2025 mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2024 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2023 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2022 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2021 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
2020 temmuz
nisan
2019 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
şubat
ocak
2018 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2017 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2016 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2015 aralık
kasım
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
ocak
2014 aralık
kasım
eylül
2013 aralık
kasım