Free | Chris Anderson (Kitap)
Chris Anderson’ın Bedava adlı kitabı, kulağa çelişkili gelse de, “bedava” fikrinin nasıl para kazandırabileceğini çarpıcı örneklerle anlatıyor. Wired dergisinin eski editörlerinden Anderson, dijital çağda “bedava” kavramının kökten bir dönüşüm geçirdiğini, artık sadece pazarlama taktiği değil, başlı başına bir iş modeli haline geldiğini savunuyor. Kitabın girişindeki temel tez şu şekilde özetlenebilir: “İnsanlar bedel istemeden çok para kazanıyor. Her şey için değil, yeteri kadar için bedel istenmiyor.” (sayfa 8) 21. yüzyılın bedava modeli, 20. yüzyılın promosyon mantığından oldukça farklı işliyor. İnternet sayesinde, dijital içeriklerin ve hizmetlerin sıfıra yakın maliyetle çoğaltılabilir hale gelmesi, “bedava”yı bir ayrıcalıktan çok, bir norm haline getiriyor. Anderson’a göre artık şirketlerin çoğu, ya bu modeli benimsemek zorunda kalacak ya da onunla nasıl rekabet edeceğini bulmak zorunda. Çünkü “bedava”, artık geri dönülemez şekilde sistemin içinde.
Kitapta “bedava”nın aslında çoğu zaman bedava olmadığını, bir şekilde çapraz sübvansiyon yoluyla finanse edildiğini öğreniyoruz. Yani bir ürün bedavaysa, ya başka bir ürünün fiyatına eklenmiştir, ya başka biri sizin adınıza ödeme yapmıştır ya da siz daha sonra ödeme yapacaksınızdır. (sayfa 26–28)
Anderson bu sübvansiyonları dört temel “bedava modeli” altında inceliyor (sayfa 29–34):
- Doğrudan Çapraz Sübvansiyon: Örneğin yazıcılar ucuzdur ama kartuşlar pahalıdır. Bedava gibi görünen şey, sizi başka bir satın almaya yönlendirir.
- Üç Taraflı Pazar: Google ve Facebook gibi platformlar içeriği kullanıcıya bedava sunar, ama bu erişimi reklamverenlere satar.
- Freemium Modeli: Temel hizmetler bedavadır ama ileri düzey özellikler için ödeme alınır. Spotify veya Dropbox gibi.
- Parasal Olmayan Piyasalar: Bilginin, içeriğin ya da emeğin hiçbir karşılık beklenmeden paylaşıldığı ortamlar: forumlar, açık kaynak projeleri, gönüllü çeviri toplulukları vb.
Kitap sadece modelleri tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda armağan ekonomisi, işgücü değiş tokuşu ve korsanlık gibi alternatif yapıların ekonomik işleyişini de ele alıyor. Anderson, dijital çağın bolluk ekonomisine geçtiğini, kıtlık kavramının yerini artık erişim ve dikkat gibi yeni ölçütlere bıraktığını öne sürüyor. Artık bir şeyin maliyeti düştükçe değil, dağıtımı ve görünürlüğü arttıkça değeri yükseliyor.
Son bölümlerde, Anderson “bolluk zihniyeti” ile düşünmenin 10 ilkesini paylaşıyor (sayfa 198). Bunlar arasında “eğer bir şey dijitalse, er geç bedava olacaktır”, “bedava’dan para kazanabilirsiniz”, “bedava başka şeyleri daha değerli kılar” ve “israfı kucaklayın” gibi ilkeler öne çıkıyor.
Kitabın sonunda Anderson, bizi pazarlamanın bildik yollarının ötesine geçmeye çağırıyor. “Bedava” sadece bir indirim stratejisi değil; dikkat, güven, sadakat ve erişim gibi değerlerin dönüştüğü yeni bir ekonominin parçası. Artık tüketicilere sadece ürün değil, deneyim sunuluyor; ödeme her zaman para ile değil, bazen zaman, dikkat ya da veri ile yapılıyor. Bedava, dijital ekonominin gelişimiyle birlikte bu dönüşümün arkasındaki ekonomik ve psikolojik dinamikleri ortaya koyuyor.

Bedava - Bedava Bazı Şeyleri Daha Değerli Kılar
Chris Anderson
2010
256 sayfa
goodreads

tekrar okumaya değer!
# n/a
2025 mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2024 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2023 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2022 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2021 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
2020 temmuz
nisan
2019 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
şubat
ocak
2018 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2017 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2016 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2015 aralık
kasım
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
ocak
2014 aralık
kasım
eylül
2013 aralık
kasım