The Man Who Couldn't Stop | David Adam (Kitap)

David Adam’ın Duramayan Adam adlı kitabı, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ile yaşamanın hem kişisel hem bilimsel bir anlatımını sunuyor. Kendisi de uzun yıllar boyunca obsesyonlarla mücadele etmiş bir bilim yazarı olan Adam, yalnızca yaşadığı deneyimleri değil, aynı zamanda bu rahatsızlığın tarihçesini, nörolojik ve psikiyatrik temellerini de titizlikle inceliyor. Kitap, yalnızca bireysel bir hikâye anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda takıntılı düşüncelerle baş etmenin zorluklarını anlamak isteyen herkes için kapsamlı bir bakış sunuyor.

David Adam, The Man Who Couldn’t Stop kitabında obsesif kompulsif bozuklukla mücadelesinin, 18 yaşında üniversite öğrencisiyken HIV kapma korkusuyla başlayan obsesif düşüncelerle başladığını anlatıyor. Bu düşünceler, kontrol edemediği zihinsel imgeler ve sürekli tekrarlayan ölüm korkusuyla birleşiyor. Zihninde dönüp duran bu obsesyonlar, giderek hayatının her alanını etkileyen kompulsif davranışlara dönüşüyor. Kitap boyunca, bu düşüncelerin sadece “mantıksız” olmadığını, aynı zamanda ne kadar ikna edici ve işgal edici olabileceğini kendi deneyimi üzerinden somutlaştırıyor.

Ancak kitap yalnızca kişisel deneyimlerle sınırlı kalmıyor. OKB’nin tanı ölçütlerinin nasıl değiştiğini, Freud’dan günümüze kadar psikiyatrik yaklaşımın nasıl evrildiğini, beyin görüntüleme tekniklerinin neleri ortaya koyduğunu ve tedavi yöntemlerinin nasıl geliştiğini anlaşılır bir dille aktarıyor. Bu çerçevede serotonin dengesizliklerinden CBT’ye (Bilişsel Davranışçı Terapi), maruz bırakma terapilerinden beyin cerrahisine kadar birçok farklı yaklaşım örnekleniyor. Ayrıca, OKB’nin tarihsel olarak “dini takıntılar” ya da “ahlaki sapmalar” olarak etiketlendiği dönemlere de değinilerek, hastalığın sosyal algısı da masaya yatırılıyor.

David Adam’ın dili teknik ama erişilebilir. Bilimsel açıklamalarla kişisel anlatımı dengeleyerek ilerliyor. Obsesif düşüncelerin “delilik” değil, aslında zihnin aşırı çalışan bir alarm sistemi olduğu fikrini merkezine alıyor. Kimi zaman eğlenceli, kimi zaman oldukça karanlık olabilen anlatımı, zihnin nasıl işlediğine dair düşünmeye teşvik ediyor. Kitap, OKB ile yaşayanların yalnız olmadığını gösterdiği kadar, bu rahatsızlık hakkında doğru bilinen birçok yanlışı da sorgulatıyor.