How Google Works | Eric Schmidt, Jonathan Rosenberg, Alan Eagle (Kitap)

Google Nasıl Yönetiliyor, Eric Schmidt, Jonathan Rosenberg ve Alan Eagle tarafından yazılmış olup, Google’ın başarıya ulaşmasındaki stratejileri ve yönetim modelini derinlemesine inceliyor. Kitap, yalnızca Google’ın kurucularının ve üst düzey yöneticilerinin gözünden değil, aynı zamanda çalışanlarının ve iş süreçlerinin bakış açılarından da şirketin nasıl yönetildiğini anlatıyor. Yazarlar, Google’ı yönetenlerin bakış açısını doğrudan aktarırken, şirketin büyüme süreci, yeni ürünlerin geliştirilmesi ve kültür yaratma süreçleri hakkında da değerli bilgiler sunuyor.

Google’ın tarihi, Eylül 1998’de Larry Page ve Sergey Brin’in kurduğu basit bir arama motoruyla başlar ve bu süreçte, şirket birçok farklı hizmeti ve ürünü bünyesine katmıştır. Bugün, Google yalnızca bir arama motoru değil, dünya çapında milyarlarca kullanıcıya hitap eden çeşitli platformlar ve ürünlerle büyük bir teknoloji devi haline gelmiştir. 2006 yılında Oxford İngilizce Sözlüğü’ne fiil olarak dahil edilen “Google” kelimesi, artık modern yaşamın bir parçası haline gelmiştir. İlk zamanlarda mühendis ağırlıklı olan Google, şu anda çalışanlarının yarısının mühendis olması hedefiyle yoluna devam etmektedir. Googleplex, yani Google’ın kampüsü, çalışanlarına sağladığı rahat çalışma ortamı ve yenilikçi kültürle dikkat çeker.

Kitap, Google’ın en büyük başarısını, yeni ve yaratıcı fikirleri hızla hayata geçirebilmesinin ardındaki temel etkenlerden biri olan “Üretken Akıllar” (smart creatives) kavramına odaklanıyor (sayfa 32-35). 1959’da Peter Drucker tarafından ilk kez tanımlanan “Bilgi İşçileri” kavramı, günümüzde yerini bu yaratıcı ve inovatif bireylere bırakmıştır. Google’da çalışanlar, sürekli yenilikçi çözümler üretme gücüne sahip, risk almaktan korkmayan, meraklı ve detaycı kişilerdir. Bu çalışanlar için Googleplex’te yaratılan özgür ve rahat çalışma ortamı, aynı zamanda şirketin inovatif kültürünün temelini atmaktadır.

Google’ın kültürü, sadece çalışanlarının verimliliğini artırmakla kalmaz, aynı zamanda tüm şirketin sürdürülebilir başarısını sağlar. Kitap, kültürün ne kadar önemli olduğunu vurgulayarak, yeni kurulan bir şirketin kültür oluşturma ve mevcut bir şirketin kültürünü istenilen yönde değiştirme üzerine bazı ipuçları sunuyor. Ayrıca, kitabın ikinci bölümünde Google’ın rekabetle başa çıkma stratejileri, üçüncü bölümde ise işe alım sürecinin yalnızca İnsan Kaynakları Departmanı’nın değil, tüm yöneticilerin sorumluluğunda olduğu detaylandırılıyor. Google’daki işe alım süreçlerinde aday odaklı bir yaklaşım benimsendiği ve mülakatların çok adımlı ve şeffaf bir biçimde gerçekleştirildiği anlatılıyor.

Dördüncü bölümde, karar alma sürecine odaklanılıyor ve verilerin nasıl doğru değerlendirileceği, yetersiz veri ile nasıl hareket edilmesi gerektiği gibi önemli bilgiler veriliyor. Beşinci bölüm, kurum içi iletişimi ele alır ve etkili, samimi, ilginç iletişimin önemi vurgulanır. Altıncı bölümde ise inovasyonun, yeni ürünlerin yaratılması sürecinin nasıl işlediği ve Google’ın bu süreçteki başarıları ele alınır. Bu bölümde Apple ve Steve Jobs ile ilişkilerinin yanı sıra, Google’ın kullandığı 70:20:10 iş kaynak yönetim modeline de yer verilmektedir.

Kitabın sonunda, Google’ın gelecekteki projeleri ve ürünleri hakkında bilgiler yer alırken, teknoloji dünyasında ayakta kalmak isteyen firmaların yapması gerekenler özetleniyor. Google’ın geliştirdiği iş modelleri ve stratejiler, yalnızca kendi başarısını değil, aynı zamanda diğer şirketlerin de teknoloji çağında nasıl başarılı olabileceklerine dair önemli ipuçları sunuyor.