30 Mumlu Pasta | Banu Özdemir (Kitap)
Banu Özdemir’in 30 Mumlu Pasta kitabı, 2000’lerin başındaki Türkiye’nin gündelik hayatına, kültürel kodlarına ve kadınların yaşadığı dönüm noktalarına dair nostaljik bir pencere açıyor. İlk baskısı 2004’te yapılan kitap, adından da anlaşılacağı üzere 30 yaş eşiğine gelmiş olmanın beraberinde getirdiği sorgulamalar, beklentiler ve hayal kırıklıkları üzerine kurulu. Yazar, hem kendi deneyimlerinden hem de dönemin şehirli kadınlarının ortak duygularından yola çıkarak, 30’lu yaşların “artık büyüdüm ama tam da yerimi bulamadım” hâlini aktarıyor.
Kitapta dikkat çeken şey, anlatının bireysel bir iç döküşten çok, dönemin atmosferini taşıması. 2000’lerin başındaki popüler kültür, şehirli yaşam pratikleri, ilişkilerdeki beklentiler ve toplumsal baskılar satır aralarında beliriyor. Özdemir, kadınların “30 yaşına gelince evlenmiş, çocuk sahibi olmuş, kariyerinde belli bir noktaya gelmiş olması gerektiği” yönündeki toplumsal algıyı irdeliyor; fakat bunu derinlikli bir çözümlemeyle değil, daha çok gözleme dayalı, akıcı ve sohbet tadında bir dille yapıyor.
Yazarın üslubu, zaman zaman günlük tadında, zaman zaman da deneme havasında ilerliyor. Kitap, büyük teorik tartışmalar açmaktan çok, dönemin ruhunu ve o yaş eşiğinde duyulan sıkışmayı yansıtıyor. Bu yönüyle, bugün okunduğunda nostaljik bir tat bırakıyor; çünkü 2000’lerin başındaki Türkiye’nin kültürel gündemini, kadınların gündelik hayatındaki ayrıntıları ve o dönemin şehirli yaşamını hatırlatıyor.
30 Mumlu Pasta, derin psikolojik ya da sosyolojik analizlerden çok, bir dönemin duygusal tonunu ve bireysel deneyimlerini yansıtan bir kitap. Bu açıdan, 30’lu yaşlara dair bir “rehber” olmaktan ziyade, o dönemin ruhunu saklayan bir hatırlatıcı gibi okunuyor. Özellikle 2000’lerin başında genç yetişkin olanlar için, satır aralarında kendi geçmişlerinden parçalar bulmak mümkün.
Bugün okuduğumda bana daha çok yüzeysel geldi ama yine de o yılların havasını hissettirdi. SMS ile haberleşmek, telefona “çağrı bırakma” modası, sosyal medyanın olmaması, iPhone’un henüz keşfedilmediği günler… Kitapta Asmalı Konak dizisine rastlamak, henüz Aşk-ı Memnu’nun çekilmediği bir dönemin gündemini görmek çok tuhaf ama aynı zamanda nostaljik. Alışveriş ve tüketim had safhada, kadınların çalışma hayatına katılımı görece daha kolay; cinsiyet eşitsizlikleri var elbette ama yine de kazandığı maaşla kendi ayakları üzerinde duran, ailesiyle aynı evde yaşamak yerine bekar kalmayı seçebilen kadınların varlığı dikkat çekici. Bu açıdan bakınca, kitabın bugünden hatırlattıkları hem şaşırtıcı hem de özlenir görünüyor.
★ ★ ☆ ☆ ☆
2025 eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2024 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2023 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2022 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2021 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
2020 temmuz
nisan
2019 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
şubat
ocak
2018 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2017 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2016 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2015 aralık
kasım
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
ocak
2014 aralık
kasım
eylül
2013 aralık
kasım