It's Been a Good Life | Isaac Asimov, Janet Jeppson Asimov (Kitap)

Bilimkurgu edebiyatının en büyük isimlerinden biri olan Isaac Asimov, yalnızca Vakıf ve Robot serileriyle değil, aynı zamanda bilim ve edebiyat dünyasına kazandırdığı sayısız eserle de ölümsüzleşmiş bir figür. Dolu Dolu Yaşadım (It’s Been a Good Life), Asimov’un hayatı boyunca kaleme aldığı otobiyografik yazılar, mektuplar ve notlardan oluşan, adeta bir zaman kapsülü niteliğinde. Eşi Janet Jeppson Asimov’un titizlikle bir araya getirdiği bu kapsamlı çalışma, yazarın çocukluğundan son yıllarına kadar olan süreci, okuyucuyu adeta yanına alarak içten ve samimi bir şekilde aktarıyor. Bu kitap, Asimov’un sadece bir yazar olarak değil, aynı zamanda bir insan olarak nasıl yaşadığına dair benzersiz bir pencere açıyor.

Asimov’un hayatı, adeta bir Amerikan rüyası gibi. 1920 yılında Rusya’da doğan Asimov, ailesiyle birlikte henüz üç yaşındayken Amerika’ya göç ediyor. Brooklyn, New York’ta büyüyen Asimov, küçük yaşlardan itibaren kitaplara, özellikle de bilimkurgu türüne karşı derin bir tutku geliştiriyor. Ailesinin işlettiği şekerleme dükkânında satılan dergiler sayesinde bilimkurgu ile tanışan Asimov, henüz 11 yaşında kendi hikâyelerini yazmaya başlıyor ve 19 yaşında Astounding Science Fiction dergisinde ilk bilimkurgu hikâyesi yayımlanıyor. Bu, Asimov’un uzun ve verimli yazarlık kariyerinin başlangıcı oluyor.

Columbia Üniversitesi’nde kimya eğitimi alan Asimov, akademik kariyerine devam ederek biyokimya doktorası yapıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında donanmada çalıştıktan sonra akademik dünyaya geri dönüyor ve Boston Üniversitesi’nde dersler veriyor. Ancak Asimov’un asıl tutkusu yazarlık. Akademisyenlikten çok yazarlığa gönül veren Asimov, sonunda tam zamanlı yazar olmaya karar veriyor. Bu karar, hem onun hayatını hem de bilimkurgu edebiyatını derinden etkiliyor.

Asimov’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, şüphesiz inanılmaz üretkenliği. 500’den fazla kitap yazan yazar, bilimkurgunun yanı sıra tarih, psikoloji, biyoloji, matematik, popüler bilim ve din gibi farklı alanlarda da eserler veriyor. Dolu Dolu Yaşadım, Asimov’un yazma alışkanlıkları üzerine detaylı bilgiler içeriyor. Sabahın erken saatlerinde kalkarak gününün büyük bir bölümünü yazmaya ayıran Asimov, günlük kelime hedeflerine sıkı sıkıya bağlı kalıyor. Yazmayı bir tutkudan çok, hayatının ayrılmaz bir parçası olarak gören Asimov, disiplini sayesinde, bilimkurgudan bilime, mitolojiden tarihe kadar geniş bir yelpazede eserler veriyor. Onun için yazmak bir zorunluluk değil, adeta nefes almak gibi.

Asimov, popüler bilim kitaplarıyla bilimi geniş kitlelere sevdirmesiyle de tanınıyor. Akademik terimleri basit ve anlaşılır bir dille aktarma becerisi, onu bilim anlatımında bir öncü hâline getiriyor. Özellikle Bilim ve Mantık ve Atom Alışkanlığı gibi kitapları, birçok insanın bilime olan ilgisini artırıyor. Ayrıca, “Üç Robot Yasası” gibi kavramlarla yapay zekâ ve robotik etiği üzerine düşünceler geliştiren Asimov, bu fikirleriyle yalnızca edebiyat dünyasında değil, bilim dünyasında da derin izler bırakıyor ve günümüzde bile yapay zekâ çalışmalarıyla ilgili etik tartışmalarda referans alınmaya devam ediyor.

Asimov’un ölümü 1992 yılında kalp yetmezliği nedeniyle gerçekleşiyor. Ancak yıllar sonra ortaya çıkan bir gerçek, onun sağlık durumuyla ilgili önemli bir detayı gözler önüne seriyor. 1983 yılında geçirdiği bir bypass ameliyatı sırasında aldığı kan nakli nedeniyle HIV virüsü kaptığı, ancak bu bilginin uzun yıllar boyunca saklandığı ortaya çıkıyor. Ailesi, bu gerçeği ölümünden on yıl sonra paylaşıyor. Bu detay, Asimov’un hayatının ne kadar dolu dolu ve aynı zamanda ne kadar kırılgan olduğunu da gözler önüne seriyor.

Dolu Dolu Yaşadım, Asimov’un hayatı boyunca karşılaştığı zorlukları, başarılarını, yazma tutkusunu ve bilime olan katkılarını içten ve samimi bir dille anlatıyor. Asimov, yalnızca bir bilimkurgu yazarı değil, aynı zamanda bilimi insanlara sevdiren bir eğitimci, düşünür ve vizyonerdi. Bu kitap, onun çalışma disiplini, merakı ve zekâsı hakkında derin bir bakış sunarken, aynı zamanda Asimov’un dünyayı nasıl algıladığına dair anekdotlarla dolu.