Here Comes Everybody | Clay Shirky (Kitap)

Clay Shirky’nin Herkes Örgütlüyor: Toplu Hareketlerin Gücü ve Sosyal Medya adlı kitabı, internet ve sosyal medya araçlarının bireyleri nasıl bir araya getirdiğini ve bu kolektif gücün neler başarabileceğini çarpıcı örneklerle anlatıyor. Yazar, grupların birlikte hareket etme potansiyelini etkileyici bir şekilde inceleyerek, teknolojinin toplumsal değişim üzerindeki dönüştürücü etkisini gözler önüne seriyor.

Kitap, Mayıs 2006’da New York’ta yaşanan gerçek bir hikaye ile başlıyor. Ivanna adlı bir kadın, bir takside cep telefonunu unutur. Telefonu bulan Sasha, Ivanna’nın tüm taleplerine rağmen cihazı geri vermeyi reddeder. Bunun üzerine Ivanna’nın arkadaşı Evan, bu olayı EvanWasHere.com sitesindeki StolenSidekick adlı bölümde paylaşır. Bu paylaşım, kısa sürede internette geniş bir yankı uyandırır. Topluluk, Sasha’yı telefonu iade etmeye zorlar ve Ivanna sonunda telefonuna kavuşur. Shirky, bu olayla doğru araçlarla organize olan grupların ne kadar güçlü olabileceğini gözler önüne seriyor. İnternet, yalnızca iletişim hızını artırmakla kalmayıp, yerelden küresele bilgi ve eylem yayılımını da kolaylaştırdı.

İletişim şekli değiştiğinde, toplum değişir. (sayfa 20)

Kitap, teknolojinin yalnızca bireyleri değil, kurumları da nasıl değiştirdiğini detaylı bir şekilde ele alıyor. Geleneksel kurumlar, çalışanlarının emeklerini yönetmek için maliyetlere katlanmak zorundadır. Shirky bu durumu “kurumsal ikilem” olarak tanımlıyor: Grup çalışmasından yararlanmak için var olan kurumlar, bu çalışmayı sürdürebilmek adına yüksek maliyetlere katlanır. Ancak internet ve sosyal araçlar bu denklemi kökünden değiştirdi. Artık bireyler, bir kuruma bağlı kalmadan, formel bir yönetim yapısı olmaksızın bir araya gelip etkili bir şekilde hareket edebiliyor. Bu durum, kurumsal ikilemi büyük ölçüde ortadan kaldırdı.

Bir şirket, ancak yönetim maliyetleri, elde edilen kazançtan düşük olduğunda başarılıdır. (sayfa 32)

Shirky, sosyal araçların toplulukların dinamiklerini nasıl değiştirdiğini gerçek olaylarla açıklıyor. Örneğin, 2005 yılında Londra metrosunda gerçekleşen bombalı saldırılar sırasında, olayın görselleri cep telefonlarıyla çekilip anında Flickr üzerinden paylaşıldı. Bu, sosyal araçların “toplan, sonra paylaş” anlayışını “paylaş, sonra toplan” şeklinde tersine çevirdiğini gösteriyor.

Ronald Coase’un The Nature of the Firm (1937) adlı eserinde öne sürdüğü “Coase tavanı” kavramına da atıfta bulunan Shirky, şirketlerin büyüyemeyeceği bir noktaya ulaşacağını, çünkü yönetim maliyetlerinin kar marjını yok edeceğini ifade ediyor. Bugün sosyal araçlar, bu tavanı aşmanın bir yolunu sunuyor. Artık gruplar, kimseye bağlı olmadan ve kâr amacı gütmeden esnek yapılar oluşturabiliyor.

Yeni sosyal araçların esas avantajı, grup oluşturmayı çok kolay hale getirmesidir. (sayfa 51)

Kitapta ayrıca Wikipedia’nın doğuşundan bireysel blogların gazeteciliği nasıl dönüştürdüğüne, flash mob’ların ortaya çıkışından sosyal medyanın vaat, araç ve pazarlık mekanizmalarına kadar birçok konu ele alınıyor. Aynı zamanda, 6 adımda herkesin birbirine bağlanabileceği teorisi (6 Degrees of Separation) ve Meetup gruplarının dinamikleri gibi sosyal ağların yapısını anlamamızı sağlayan ilginç detaylar da okuyucuyu bekliyor.

Clay Shirky, Herkes Örgütlüyor ile internetin ve sosyal araçların toplumsal yapıları nasıl dönüştürdüğünü somut örneklerle ortaya koyuyor. Teknolojinin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda grupları birleştiren ve hareketi mümkün kılan bir güç haline geldiğini görmek için kitabın sunduğu hikayeler oldukça etkileyici. Shirky’nin anlattıkları, günümüzün hızlı değişen dünyasında bu dönüşümü anlamak için önemli bir perspektif sunuyor.