What Would Google Do | Jeff Jarvis (Kitap)

Google’ın bugün geldiği noktayı bir tesadüf ya da sadece iyi bir teknoloji ürünü olarak görmek, konuyu yüzeyde bırakmak olur. Gazeteci-yazar Jeff Jarvis, aynı zamanda City University of New York’ta “Girişimci Gazetecilik” alanında ders veren bir akademisyen olarak, Google Olsa Ne Yapardı? kitabında Google’ın iş yapma biçimini derinlemesine inceliyor. Yalnızca bu dev şirketin neyi nasıl yaptığını değil, bu yaklaşımın farklı sektörlerde nasıl uygulanabileceğini de düşündürüyor.

Kitap üç ana bölümden oluşuyor: Google Kuralları, Dünyaya Google Hakim Olsaydı ve G Jenerasyonu. İlk bölümde Jarvis, Google’ın nasıl düşündüğünü, nasıl organize olduğunu ve dijital çağın dinamiklerine nasıl hızla uyum sağladığını anlatıyor. Ona göre Google, bir şirketten fazlası: İnternet çağının ilk post-medya şirketi, bir ağ, bir platform ve kullanıcıyı merkezine alan bir yapı. En önemlisi de, bilgiyle kurduğu ilişki. Google bilgiyi organize eder, erişilebilir kılar ve bunu yaparken kullanıcıya kontrol verir.

Yazarın “internet çağının kuralları” olarak aktardığı ilkeler, sadece teknoloji firmaları için değil, her sektör için düşünmeye değer: “Kontrolü insanlara verin, vermezseniz onları kaybedersiniz.” “En kötü müşteriniz en iyi arkadaşınızdır.” “Aranabilir değilseniz, bulanamazsınız.” “En iyi yaptığınız şeyi yapın ve gerisini linke bırakın.”

Google’ın kullanıcı odaklı yaklaşımı, müşteriyi pasif bir tüketici yerine aktif bir ortak haline getiriyor. Bilgi ve hizmet metalaşırken, asıl değer açık platformlar yaratmakta yatıyor. Jarvis’in vurguladığı gibi, “Google bilgiyi organize eder.” (sayfa 94) Bu organizasyon, yalnızca algoritmalarla değil, kullanıcı davranışlarının ve katkılarının doğru şekilde değerlendirilmesiyle gerçekleşiyor.

Kitabın ikinci kısmında Jarvis, Google’ın yaklaşımını medya, reklamcılık, perakende, kamu hizmetleri, üretim, bankacılık, eğitim ve sağlık gibi çok farklı alanlara uygulamayı öneriyor. Örneğin, geleneksel medya içerik üretimi ve dağıtımı üzerine kontrol sahibi olmayı önemserken, Google gibi düşünen bir yapı içerikten çok bağlantılarla değer üretmeyi önceliklendirir. Yayıncılık, eğitim ve kamu hizmetlerinde açıklık, katılım ve erişilebilirlik gibi kavramlar, Google yaklaşımıyla yepyeni anlamlar kazanıyor.

Jarvis’e göre Google’ın yaklaşımı sadece sektörel değil, zihinsel bir devrim. Farklı düşünmek, artık bir lüks değil, dijital çağın temel becerisi. (sayfa 310) Kitap, yalnızca şirketlerin ya da yöneticilerin okuması gereken bir analiz değil; dijital dünyada var olmaya çalışan herkesin, bireysel olarak da kendi yaklaşımını sorgulaması ve dönüştürmesi gerektiğini hatırlatan bir çağrı.

Eğer bir medya kuruluşu, bir okul, bir banka ya da bir restoran Google olsaydı… nasıl işlerdi? Jarvis’in sorusu sade ama etkili: “Google olsa ne yapardı?” Yanıtlar ise, bugünün iş dünyasında yeniden düşünmeye değer her şeyin ipuçlarını taşıyor.